Görüldüğünde bilgi ve ilham veren rüyalar, insanoğlunun en çok merak ettiği konular arasında yer almaktadır. Bilindiği üzere hemen hemen bütün insanlar uyuduklarında rüya görürler. Bu da insanlar uyanıkken görme organı olan gözleri ile etrafı ve çevreyi görürken, uyurken de kalp gözüyle birtakım olay ve durumlar gördüklerinin kanıtıdır. Bilgi veren rüyalar, insanı dünya boyutundan çıkararak ona zaman ve mekan ötesinden bambaşka dünyalar olduğunu hatırlatmaktadır.

Yapılan araştırmalarda gerçekte bir ömür boyu yaşanılan zamanda rüyada sadece birkaç saniyede bu yaşamı tecrübe edebileceğiniz görülmüştür. Bunun yanı sıra rüyada zaman kavramının ortadan kalktığı ve gelecekte olan olayları da rüyada an itibarıyla yaşandığı görülmektedir. Rüya kavramı aynı zamanda Allah gelecekte yapacaklarımızı bilemez diye iddia eden kişilerin de aleyhinde gösterilebilen bir delildir. Gelecekte yapacağınız bir işi rüyada görebildiğiniz için rüya kadere ait işaretler de taşımaktadır. Genellikle rüyanızda kötü bir şey olacağına dair bir olay gördüğünüzde ona engel olamazsınız.

Zihnin Kurguladığı Filmler

Rüyalar zihnin ürettiği filmler gibi görünse de son araştırmalar, rüyaların canlıların günlük deneyimleri ile geçmişteki bilgilerini güncelledikleri bir gecelik kayıtlar olabileceğini göstermektedir. Bu sayede canlıların hayatta kalma stratejileri de şekillenmekte ve rüyalardan ilham alarak hayatta kalmanın ya da günümüze uyarlarsak yeni bir icat yapmanın kapısını araladıkları söylenebilir.

Rüya gören bireylerin rüya görme esnasında çok fazla enerji harcamaları ve rüya görmenin nesilden nesle aktarılan, sürekli bir deneyim olması, bu enteresan beyin etkinliğinin önemli bir amaca hizmet ettiği düşüncesine de kaynaklık ediyor. Nitekim Eski Mısır’da rüyalara kehanet aracı olarak bakılırdı. Bununla birlikte İncil’de de Yusuf’un firavunun rüyasını açıklamasının yedi yıllık kıtlığı önlediği aktarılmaktadır. Diğer kültürlerde ise rüyalar ilham kaynağı, şifa verici veya gerçeğe alternatif yeni olgular şeklinde yorumlanıyor. Tıbbın kurucusu sayılan Hippokrates’in de “Rüyalar Üzerine” adlı bir kitap yazdığı düşünülürse bilgi veren rüyalar hakkında yeni fikirler de ortaya atılıyor.

Rüyaların Anlamı Var Mı?

Görülen rüyaların anlamı, geçtiğimiz yüzyılda bilim insanları tarafından irdelenmeye başlandı ve günümüzde hala bu yönde araştırmalar yapılmaya devam ediliyor. İlk başlarda bilim insanları rüyalar hakkında bugünkü kadar detaylı bilgilere sahip değilken birbiriyle çelişen nörolojik ve psikolojik açıklamalarda bulundurlar. 1900 yılında Freud, rüyaların bilinçaltına giden yol olduğunu ve bireyin iç dünyasındaki derinlikleri açığa çıkardığını öne sürdü. Daha sonraki dönemde Freud’un aksine rüyaların rastgele beyin sinyalleri tarafından canlandırılan anlamsız olgular olduğuna yönelik iddialar ortaya atıldı. Bazılarına göre ise rüyalar, beynin gereksiz bulduğu bilgileri silmeye yarayan “tersine öğrenme” teknikleriydi.

Bugüne kadar yapılan tüm araştırmalar üzerinde deneyler yapan bilim insanları, günümüzdeki teknolojiyi de kullanarak yaptıkları çalışmalarda rüyaların anlamı olup olmadığı konusunda farklı bir bakış açısı getiriyor. Rüyaların anlamı olduğunu ileri süren bazı bilim insanları, beynin denizatı kıvrımı olarak da bilinen hipokampüs bölümü ile uyku esnasında hızlı göz hareketlerinin ve tetra adı verilen beyin dalgalarının incelenmesinin, bellek ve hafıza işlemlerinde çok önemli noktaları aydınlattığını düşünüyor.

Rüyalar Hayatı Şekillendiriyor

Yapılan son araştırmalara göre rüyalar, esasında memeli canlıların bellek işlemlerinde kendiliğinden ortaya çıkan gecelik kayıtlar şeklinde nitelendiriliyor. Ancak canlılar uyku sırasında gördükleri rüyalar sayesinde, yaşamlarını sürdürebilmek için birtakım stratejiler geliştiriyor ve günlük deneyimlerini bu kayıtlar ışığında değerlendiriyorlar. Böyle bir işlemin mevcut olması, insanlarda rüya görmeyi açıklayan unsur olarak ele alınıyor. Araştırmalara göre canlıların yaşamına dair bilgi veren rüyalar, geleceğe dair ilhamları da içinde barındırıyor.